Kalça Çıkığı Belirtileri
Travmatik olaylar sonucu meydana gelir. Yenidoğanlarda ise doğumsal kalça çıkığı olarak da bilinen durum, doğuştan gelen bir anormalliktir. Her iki durumda da kalça çıkığı belirtileri farklılık gösterir. Kalça çıkığı, kalça ekleminin başının pelvik kemiğinin yuvasından çıktığı veya yerinden oynadığı ortopedik bir acil durumdur. Bu durum genellikle şiddetli bir travma sonucu meydana gelir ve kişide şiddetli ağrıya neden olur. Fonksiyonel hareket kabiliyetinin kaybına ve bazen kalıcı sakatlığa yol açar.
Kalça Çıkığı Belirtileri ve Nedenleri Nelerdir?
Kalça çıkığı belirtileri; Kalça bölgesinde yoğun ve şiddetli ağrı, anormal şekil veya pozisyon fark edilir. Çıkan kalça daha kısa veya farklı bir açıda görünür. Hareket kısıtlıdır. Hasta yaralı bacağını hareket ettiremez veya döndüremez. Yaralanan bölgede şişlik ve morarma olur ve dokunulduğunda aşırı hassasiyet gösterir. Nedenleri; Trafik kazaları, yüksek bir yerden düşmek, temas sporlarındaki şiddetli çarpışmalar, ağır makinelerle çalışan iş yerlerinde yaşanan kazalar ve direkt kalça bölgesine gelen şiddetle darbeler çıkık olmasına neden olur.
Kalça Çıkığı Tedavi Süreci
Doğumsal kalça çıkığı tedavisi genellikle 6 aydan küçük bebeklerde kullanılır ve kalça ekleminin doğru pozisyonda kalmasını sağlayan özel bir bandaj kullanılır. Daha büyük bebeklerde bandaj tedavisi başarısız olduğu durumlarda cerrahi müdahale gerekir. Açık cerrahi redüksiyon, çıkık olan eklemin cerrahi olarak yerine oturtulmasını içerir. Cerrahi müdahale sonrası, eklemi korumak ve iyileşmeyi desteklemek için alçı kullanılır.
Travmatik kalça çıkığı tedavisinde 2 tür yöntem vardır. Kapalı redüksiyon, genel anestezi altında yapılır. Doktor femur başını manuel olarak yerine yerleştirir. Açık cerrahi redüksiyon, kapalı redüksiyonun başarısız olduğu veya mümkün olmadığı durumlarda, cerrahi bir prosedürle kalça ekleminin yerine oturtulması gerekir. Tedavi sonrası fizyoterapi, eklem hareketliliğini geri kazanmak ve kas gücünü arttırmak için gereklidir.
Tedavinin başarısı, teşhisin erken yapılmasına ve kalça çıkığı belirtileri gibi faktörler için doğru tedavi yönteminin seçilmesine bağlıdır. Ayrıca, tedavi sonrası dönemde doktorun önerilerine uyulması, düzenli kontrollerin yapılması ve gerekirse fizyoterapi seanslarına katılması, iyileşme sürecini olumlu yönde etkiler.
Kalça Çıkığı Tedavi Sonrası İyileşme Süreci
Kalça çıkığı tedavisi genellikle cerrahi müdahale gerektirir. Cerrahi müdahale sonrasında hastaların tamamen iyileşme süreci birkaç hafta ila birkaç ay arasında değişebilir. Bu süreçte hastanın yaşına, genel sağlık durumuna ve çıkığın şiddetine bağlı olarak değişiklikler olabilir.
Cerrahi müdahalenin hemen sonrasında, hasta genellikle birkaç gün hastanede kalır. Bu süre zarfında ağrı ve şişlik kontrol altına alınır. Hasta, doktorun önerdiği ağrı kesici ve anti-enflamatuar ilaçları alabilir. Fizik tedavi, iyileşme sürecinin en kritik bileşenlerinden biridir. Fizyoterapist eşliğinde yapılacak egzersizler, kas kuvvetini geri kazandırmaya, hareket aralığını arttırmaya ve kalça fonksiyonunun normale dönmesine yardımcı olacaktır.
Başlangıçta, hastaların bir yürüme cihazı yardımıyla yürümeye başlamaları önerilir. Kalça ekleminin üzerindeki baskıyı azaltarak doğru bir şekilde iyileşmesine yardımcı olur. İlk haftalar, hastaların ağrı kaldırmaktan veya ani hareketler yapmaktan kaçınmaları önerilir. Ancak gün geçtikte ve iyileşme ilerledikçe, hastalar normal günlük aktivitelerine dönebilirler. Tedavi sonrası düzenli aralıklarla doktor kontrolü önemlidir. Doktor, röntgen veya MRI gibi görüntüleme yöntemleriyle kalçanın iyileşme sürecini takip edecektir. Tedavi sonrasında, bazı hastalar uzun bir dönemde hafif bir ağrı veya rahatsızlık hissedebilirler. Bu durumda fizyoterapi veya ağrı yönetimi için doktorun önerdiği tedaviler devam eder.
Tedavi sonrası iyileşme süreci kalça çıkığı belirtileri gibi faktörler için uygulandığı tedavi yöntemine göre değişkenlik gösterir. Ancak doğru bakım ve tedavi ile hastalar eski yaşam kalitelerine geri dönebilir. İyileşme sürecinde doktorun önerilerine uymak, fizik tedavi seanslarını atlamamak ve vücudu zorlamamak büyük önem taşır.