Kalça Çıkığı Tedavisi
Femur başının asetabulum adı verilen pelvis içerisindeki çukurdan çıkması ile meydana gelir. Şiddetli travmaların sonucu olarak ya da doğuştan meydana gelebilir. Kalça çıkığı tedavisi yönteminde, çıkığın tipine, şiddetine ve kişinin yaşına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Konservatif tedavi, özellikle bebeklerde doğuştan gelen kalça çıkıklıklarında, kalçanın doğal pozisyonunu korumak ve desteklemek amacıyla Pavlik bandajı gibi cihazlar kullanılmaktadır. Bu cihazlar, kalçanın doğru pozisyonda kalmasını destekleyerek cerrahi müdahale ihtiyacını ortadan kaldırır ve kalçanın normal gelişimini teşvik eder.
Kapalı Redüksiyon, genellikle anestezi altında gerçekleştirilir. Doktor, femur başını manuel olarak asetabulum içerisine yerleştirir. Yerleştirme işleminin ardından, kalçanın stabilizasyonu amacıyla birkaç hafta süresince alçı uygulaması yapılır. Açık redüksiyon, kapalı redüksiyon yönteminin başarısız olduğu ya da uygun olmadığı durumlarda, cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulabilir. Bu işlem sırasında, cerrah, bir insizyon yapar ve femur başını doğrudan gözlemleyerek asetabuluma yerleştirir. Yerleştirme işlemi sırasında, eklemi sabitlemek için iç tespit cihazlarına başvurulabilir. Fizik tedavi, kalça çıkığı tedavisi ardından, hastanın hareket kabiliyetini yeniden kazanması ve kaslarını güçlendirmesi amacıyla fizik tedavi seansları önerilir. Fizik tedavi, kalça hareketliliğini artırmanın yanı sıra olası sertliklerin azaltılmasında da etkili bir yöntemdir.
Kalça Çıkığı Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Kalça çıkığı tedavisi, etkilenen bireyin yaşına, çıkığın şiddetine ve süresine bağlı olarak belirlenir ve erken teşhisle en iyi sonuçları verir. Bebeklerde ve genç çocuklarda doğuştan veya erken yaşta ortaya çıkan kalça çıkıklıkları için genellikle konservatif tedavi yöntemleri tercih edilir. Bu yaklaşımda, Pavlik Bandajı gibi cihazlar kullanılarak kalçanın doğal pozisyonunda gelişmesi desteklenir. Eğer bu yöntemlerle başarı sağlanamazsa, kapalı redüksiyon yöntemi uygulanır. Bu yöntemde, anestezi altında doktor, femur başını asetabulum içerisine manuel olarak yerleştirir. Kapalı redüksiyonun başarısız olması durumunda veya bazı özel durumlarda açık redüksiyon yöntemi ile cerrahi müdahale gerekebilir. Bu durumda, cerrah, eklemi doğrudan inceleyerek femur başını asetabuluma manuel olarak yerleştirir.
Ayrıca, pelvik osteotomi veya femoral kısaltma osteotomisi gibi cerrahi müdahaleler de kullanılabilecek seçenekler arasındadır. Tüm bu tedavilerin ardından, kalçanın hareket kabiliyetini geri kazanmak ve kas kuvvetini artırmak için fizik tedavi sürecine başlanır. Kalça çıkığı tedavisi için bireyin özel ihtiyaçlarına göre bir plan belirlenmesi gerektiğinden, tedavi sürecini bir ortopedi uzmanının yönlendirmesi esastır.
Kalça Çıkığı Tedavisi Türleri
Kalça çıkığı, kalça eklemi bileşenlerinin düzgün bir şekilde hizalanmaması sonucu femur başının asetabulumdan çıkması durumudur. Tedavi, hastanın yaşı, çıkığın şiddeti ve süresi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir.
- Konservatif Tedavi, Özellikle yeni doğan bebeklerde tespit edilen hafif kalça çıkıklıkları için konservatif tedaviler uygulanabilir. Pavlik bandajı, bu tür tedavilerde sıkça kullanılan bir cihazdır. Kalçanın doğru pozisyonda kalmasını destekler ve femur başının asetabuluma doğru hizalanmasına yardımcı olur.
- Kapalı Redüksiyon, genellikle 6 aydan büyük bebeklerde ve konservatif tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda kapalı redüksiyon yöntemine başvurulabilir. Genel anestezi altında gerçekleştirilen bu işlemde, doktor femur başını manuel olarak asetabuluma yerleştirir. Bu işlem sonrasında kalçanın stabilizasyonu için alçılama yapılabilir.
- Açık Redüksiyon, kapalı redüksiyonun başarısız olduğu ya da uygun olmadığı durumlarda cerrahi bir müdahale gerekebilir. Cerrah, bir insizyon yaparak kalça eklemini doğrudan inceleyebilir ve femur başını asetabuluma yerleştirebilir. Bu yöntem, eklem stabilitesini sağlamak için bazen iç tespit cihazları ile de kombinlenir.
- Fizik Tedavi, kalça çıkığı tedavisinden sonra fizik tedavi, bireyin hareket kabiliyetini geri kazanmasına ve kaslarını güçlendirmesine yardımcı olur. Bu seanslar, kalça hareketliliğini artırmaya ve olası sertlikleri önlemeye yöneliktir.
- Kalça Osteotomisi, bazı durumlarda, asetabulumun daha uygun bir hizalanma sağlaması için cerrahi olarak yeniden şekillendirilmesi gerekebilir. Bu prosedür, genellikle kalçanın daha stabil bir hizalanma sağlamasına yardımcı olur.
- Tespit Cihazları, bazı durumlarda, kalçanın stabilizasyonu için ek iç tespit cihazlarına ihtiyaç duyulabilir.
Sonuç olarak, bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilmelidir. Erken teşhis, tedavi başarısını büyük ölçüde artırabilir. Uygun tedavi yönteminin seçilmesi ve uygulanması, hastanın normal hareketlilik ve fonksiyonuna dönmesine olanak tanır.
İyileşme Süreci
Kalça çıkığı tedavisi sonra iyileşme süreci, uygulanan tedaviye ve hastanın bireysel durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Cerrahi müdahale sonrasında, ilk birkaç gün genellikle ağrılı geçebilir ve bu ağrılar, doktorun reçete ettiği ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir. İyileşme sürecinin bu ilk evresinde, kalçanın hareketi sınırlı olabilir ve hastaların bazı destek cihazlarına ihtiyacı olabilir. Bunun yanı sıra, alçı veya ortez kullanıldıysa, bu desteklerin sürekli taşınması gerekebilir.
İyileşmenin ilerleyen haftalarında, fizik tedavi seanslarına başlanarak eklem hareketliliği ve kas gücü tekrar kazandırılmaya çalışılır. Fizik tedavi, hem hareket kabiliyetini geri kazanmada hem de olası sertlik veya hareket kısıtlılığını önlemede kritik bir role sahiptir. Tam iyileşme süreci, birkaç haftadan birkaç aya kadar değişebilir. Ancak genel olarak, kalça çıkığı tedavisi sonrası düzenli kontroller ve doktor tavsiyelerine uyulduğunda hastaların büyük bir kısmı eski yaşam kalitesine geri dönebilir.